Altıncı Koğuş İnceleme Kitap Yorumu Özeti Anton Çehov Romanı psikoloji koğuşundaki bir hasta doktorun ilginç ve öyküsü yaşama ve bozuk düzene karşı eleştiri ve felsefi tartışmalarla dolu bir koğuş
Altıncı Koğuş Kitap Yorumu, İnceleme, Özeti Anton Pavloviç Çehov bu romanda bizi taşradaki döküntü, yetersiz bir akıl hastanesine götürüyor. Ne hastane hastanedir, ne doktorlar doktordur. Kimin deli kimin akıllı olduğu anlaşılmayan bir ortamda bol bol tartışmalar sürüp gider. Yazarın en çok okunan romanlarından biridir. Bir çırpıda okunacak yapıtlardan. Daha fazla Anton Çehov kitabı için buraya dokunun.
Altıncı Koğuş İncelemesi Yorumu
Kitap boyunca geçen felsefi tartışmalar, diyaloglar Altıncı Koğuş’u okuması zevkli bir kitap haline getiriyor. En büyük eleştiri belki de sürekli çalan, umursamaz, kendinden başkasını düşünmeyen, iş bilmez yöneticilerdir. Değişime ve yeniliğe ilgi duymayan, sadece makam peşinde koşan yöneticiler, kendilerine tehdit olarak gördükleri her şeye karşıdırlar. Bozulmuş bir düzen, bilime ve felsefeye, daha basit ve huzurlu yaşamaya önem vermeyen bir ülke insanı ile karşılarız. Düzene uymayan herkes delidir ve yeri akıl hastanesidir. Altıncı Koğuş, dürüstlüğü, aklı, bilimi, sakinliği kendine rehber edinenlerin tıkıldığı bir deliktir.
Özellikle hastane çalışanlarının sürekli olarak hastaneden bir şeyler çalması, pislik içindeki koğuşlar kimsenin görevini yerine getirmediğini gösterir. Yine bilimsel yöntemlere kimse değer vermediği gibi müdürler ve yüksek mevkidekiler güçlerini istedikleri gibi kullanırlar. Böyle bir ortamda ne bilim üretmek ne de insan olmak mümkün değildir. Altıncı Koğuş, bu benzeri eleştirileri içermesi bakımından çok iyi yazılmış bir roman. Özellikle felsefi tartışmalar romana değer kazandırıyor. Doktoru bir anda deli diye bir deliğe tıkan ikiyüzlü dostları da toplumdaki güvensizliği ve ikiyüzlülüğü gösteri.
Altıncı Koğuş Kitap Özeti
İvan Dimitriç Gromov, yaşamını hep korkularla geçirmiş devlet memurudur. Memurken sürekli, hesapların karışmasından tutuklanmaktan korkar. En sonunda istifa eder. Fakat bu korkuları bir gün tutuklanan bir adamı görünce iyice hastalık halline gelir. En sonunda polislerden korkmaya başlar. Tutuklanma korkusu yaşar ve evinden çıkamaz olur. Dışarıya adım attığı an tutuklanacağı, hapsedileceği korkusuyla yaşar. Bu yaşam tarzı olacak gibi değildir. Zaten toplumsal yaşamı eleştiren sevmeyen bir insandır. En sonunda durumu kötüleşince akıl hastanesine yatırılır. Artık onun evi ve kaderinin son durağı orasıdır.
Altıncı Koğuş ipe sapa gelmez delilerle doludur. Pis, leş gibi bir yerdir. Koğuş gardiyanı da çok kaba biridir. Doktor Andrey Yefimiç ise koğuşa neredeyse hiç uğramaz. Doktor bir gün bu ilginç hastayı keşfeder. Aralarında sert bir çatışma, tatlı bir felsefi tartışma başlar. Doktor neredeyse her gün koğuşa gelir. Sohbetleri devam eder, tartışmaları da o kadar artar. Doktor, insanların ikiyüzlü olmalarından; hastane yönetiminin ve çalışanların namussuzluğundan şikayetçidir. Özellikle pislik içindeki ortamı sevmez. Yaşamındaki her şeyi eleştirmeye başlayınca zorla emekliye ayrılır. Müdürleri bir gün toplanıp onun akıl sağlığının yerinde olup olmadığını anlamak için onu yemeğe davet ederler. Doktor artık Altıncı Koğuş denilen o izbe yere hasta olarak yatar. Sonra talihsizlikler peşini bırakmaz.
- Baskı: 110 sayfa
- Okuma Süresi: 4 saat
- Yayıncı: Koridor Yayınları
Yorumlar