Toprak sahibi aristokrat prens Nehlüdov uyanış yaşar, haksız yere kürek cezasına çarptırılan Maslova ve diğer mahkumlar ve adalet için çabalar
Diriliş Tolstoy Kitap Özeti İncelemesi Konusu Alıntılar. Lev Nikolayeviç Tolstoy’un 1899 yılında yaşarken yayımlanan son romanıdır. Tolstoy’un en büyük yapıtlarından biridir. Savaş ve Barış, Anna Karenina, Kreutzer sonat romanları ve kısa öyküleri ile klasik dünya edebiyatının en büyüklerindendir. Rus klasikleri zaten tek başına klasik dünya edebiyatının ilk 100 yapıtında önemli yer tutuyor. Diriliş’i ikinci okumam. İlk okumamı yaptığımdan bu yana çok zaman geçti ve ne okuduğumu bile unutmuştum. Bu okumam gerçekten de bilinçli ibr okumaydı. Şimdi özet, inceleme ve kitap konusuna ve karakterlere geçelim.
Okumak aydınlıktır, özgürlüktür, yeni dünyalar keşfetmektir. Yüzlerce kitaba site menüsünden ulaşabilrisniz. Yukarıdaki düğmelerre dokunarak en popüler kitap ve kategorilere erişebilirsiniz. Yorumlarınızı önemsiyoruz, lütfen düşünceleirnizi bizimle paylaşın.
Diriliş Tolstoy Kitap Özeti İncelemesi Konusu Alıntılar
Toprak sahibi prens Nehlüdov, üniversite öğrencisi olduğu zamanlar evlerinde hizmetçilik yapan Maslova adlı kıza âşık olmuştur. Teyzeleri ve annesi her ne kadar razı olmasa da Nehlüdov kızla ilişkisini ilerletmeye devam etmiştir. Maslova’nın annesi doğumda ölmüştür. Annesi hayat kadını olarak çalışan biridir. Maslova bu nedenle hep küçümsenir. Nehlüdov, okumak için Maslova’yı iğfal edip sonra da 100 Ruble para verip kaçmıştır. Bundan sonra Maslova’da hayat kadını olarak çalışmaya başlamıştır.
Maslova, yıllar sonra bir cinayete karışır. Öldürülen sengin bir adam için suç ortakları ile mahkemeye çıkacaktır. Aslında suçsuzdur fakat ona komplo kurulmuştur. Artık orta yaşlara doru ilerleyen prens unvanını da alan Nehlüdov, mahkemede jüri heyetine katılır. Mahkemede Maslova’yı tanır. Fakat elinden bir şey gelmez jüri onu kürek cezasın açarptırır.
Nehlüdov hem geçmişteki hatasını affettirmek hem de artık değiştiği yeni ibr insan olduğu için davayı temhize götürür. Temhizde reddedilir. Bu defa da imaratora götürür. Nehlüdov, sadece ifal ettiği eski kadın için değil hapishanedeki her türlü haksılığa uğramış mahkumlar için de aynı şekilde mücadele verir. Suç, adalet, toprak mülkiyeti gibi konularda düşüncelerini dğeiştirir. Artık o kendini tanrıya adamış biridir.
Diriliş İncelemesi ve Yorumu
Diriliş romanı için yukarıdaki özet sadece konuyu en ana hattı ile özetlemek içindi. Acımasız toprak sahipleri ve senginler köylüleri ezip onların canına okur. Nehlüdov, toprak mülkiteyetine karşıdır. Bunun için tez hazırlamıştır. O komünizmin savunduğu gibi mülkiyete değil, ortak kullanıma inanır. Herbert Spencer’dan, Darwin’den etkilenmiştir. Bu nedenle topraklarını köylülere dağıtır. Prens içsel bir aydınlanma yaşar. Bulunduğu sosyal statüden utanmaya başlar. Prens unvanı, aristokrasideki yeri onu diğer insanlar çile çekerken keyif içinde yaşatır.
Prens Nehlüdov adaletin nasıl ayaklar altına alındığını da görür. Devlet yöneticileri, yargıçlar, aristokratlar, yüksek memurlar hep kendi çıkarlarını kruyan bir topluluktur. Adalet ise sadece adi bir kurgudan ibarettir. Adalet ve hukuk sadeece güç sahiplerinin kendilerini korumaları için uydurulmuş kurgudan ibaretttir. Hapishanelerde ise insanlar ıslah olmak yerine daha da suçlu hale gelirler. İnsnaı suça iten sebepleri kaldırmak yerine halka her türlü zulmü, kötülüğü, aşağılamayı yaparlar. İşte Nehlüdov bütün bunları görüp diriliş yaşar. İfal ettiği kadını değil elinden geldikçe mahkumlara yardımcı olur.
Sosyetenin iki yüzlülüğünü de görür. İnsnalar bulundukları konumda kalmak için her türlü üçkağıdı, yalanı kolaylıkla yapar. Nehlüdov gibi bir asilin sosyal statüsünden dolayı uğraştığı işler ise küçümsenecek kadar adidir. Ama o her şeye rağmen içsel aydınlanmasını yaşar.
Diriliş Eleştirisi
Tolstoy her zaman Hristiyanlıktan, kurtuluşun tanrıya yaklaşmayla olduğundnabahseder. İnsanın içindeki sevgiden bahseder. Evlenmeyi cinsellik yani çocuk doğurmaktan ibaret olduğunu da söyler. Romanda Nehlüdov ışığı, kurtuluşu Hristiyanlıkta bulur. İsa’nın yolunda gitmekle doğru yola erişir. İngiliz misyoner ile geçirdiği vakitte o artık ermiş biri olarak karşımıza çıkar. Dinsel öğretilerde doğruyu bulur. Tolstoy büyük bir yazardır. Hem de en büyükklerden. İnsan prikolojisinin deirnliklerine iner.
Bu romanda da insan psikolojisini alt üst eder. Ama Nehlüdov’un kurtuluşu dinde bulması gibi bayat bir son, Tolstoy’un öykülerinde bol bol var. Kreutzer Sonat’taki bayat düşünceleri en güzel örnektir. İnsna Neyle Yaşar öyküsünü bir nevi romanın sonuna eklemiş. Bir okur olarak Tolstoy’u eleştirme hakkına sahibim. Böyle büyük bir yazarın, ahlakın kaynağının inanç ya da din olduğunu savunması büyük bir eksiklik değil midir? Nehlüdov da adeta Hristiyanlık sayesinde ahlaklı, dürüst biri olmuş gibidir. Ama hapistekiler dinin öğretilerine pek yanaşmaz ve ağır eleştiride bulunur.
Diriş Romanından Alıntılar
🍭”Nehlüdov’u asıl kızdıran, mahkemelerde ve bakanlıklarda, halktan toplanan paralarla yüksek maaşlar alan insanların oturması, bu insanların yine kendileri gibi memurlar tarafından, aynı gerekçelerle yazılmış kitapçıklara bakarak yazdıkları yasaları çiğneyen insanların davranışlarını yasanın maddelerine uydurmaları ve bu maddelere göre onları bir daha yüzlerini görmeyecekleri, bu insanların acımasız, kaba hapishane müdürlerinin, gardiyanların, konvoy görevlilerinin tam egemenliği altında ruhen ve bedenen yok oldukları bir yere göndermeleriydi.”
🍭”Bırakın suç işlemeyi, hükümete zarar bile veremeyecek böyle yüzlerce insanı yakalayıp, bazen yıllarca hapiste tutuyorlar, insanlar burada vereme yakalanıyorlar, deliriyorlar ya da kendilerini öldürüyorlardı; üstelik onları serbest bırakmayı gerektirecek bir neden olmadığı için ya da soruşturma sırasında anlaşılmayan herhangi bir konunun aydınlatılmasında işe yarayabilirler düşüncesiyle el altında tutuyorlardı.”
🍭”Hükümetin gözünde bile suçsuz olan bütün bu insanların kaderi, jandarma subayının, polis komiserinin, muhbirin, savcının, sorgu yargıcının, valinin, bakanın keyfine, ruhsal durumuna bağlıydı. Bu memurlardan birinin canı mı sıkılıyor ya da kendini göstermek mi istiyor, kendisinin ya da şeşnin keyfine göre tutuklamalar yaptırıyor, insanları hapiste tutuyor ya da serbest bırakıyordu.”
🍭”En tepedeki yönetici ise aynı şekilde kendini gösterme gereği duymasına ya da bakanla arasındaki ilişkilere göre insanları ya dünyanın bir ucuna sürgüne gönderiyor, ya hücre hapsinde tutuyor, ya sürgüne, kürek cezasına, idama mahkûm ediyor ya da bir hanımefendi kendisinden rica ettiğinde serbest bırakıyordu.”
- Baskı: 637 sayfa
- Okuma süresi: 26 saat saat
- Yayıncı: İş Bankası Kültür Yayınları
Yorumlar