Hayat ağacı ve ölümsüzlük pinarı sadece mitolojik öyküler midir? Yoksa gerçekliği var ve insandan saklanan sırlar mıdır?
Ölümsüzlük… İnsanların en büyük isteği belki de budur. Ölüme meydan okumak, ölümü yenmek ve sonsuza dek yaşamak sadece günümüz insanın değil çok eski zamanlarda yaşamış insanların da hayallerini süslerdi. Kimi efsaneye, destana göre ölümsüzlük insanın elinden kıl payı kaçmış… Hayat ağacı ve gençlik pınarı bunlardan en önemli ikisidir. Ölümsüzlüğe ulaşan tanrılar gibi olmak kolay olmasa da imkansız değildi.
Dünyadaki bütün mitolojileride böyle bir gençlik pınar vardır. Hemen hemen her kültürde gençlik pınarından, hayat ağacı, ölümsüzlük konularından bahsedilmiştir. Ortadoğu, Sümer, Babil, Asur mitolojisi ve destanlarına göre Tanrı insanı yarattığında kendisinden bir parça vermişti fakat ölümsüzlüğü insana vermmeişti. Aden bahçesinde yaşayan Adamu’nun hayat ağacına ulaşamaması için etrafa muhafızlar koymuştu.
İnsanlık her zaman Çağlar boyunca özellikle krallıklar zamanında hayat ağacını, hayat suyunu, hayat pınarını akıl almaz yerlerde aradı.
Hayat Ağacı ve Yeri
İspanya kralı Ferdinand ve kraliçe Isabel ebedi gençlik pınarı için, cennetten fışkıran bu suyu aramak için kaşifler gönderdi. Kolomb ve diğer İspanyol kaşifler maceraperestler aslında yeni ticaret yolları aramak için ya da yeni yerler keşfetmek için yeni deniz yollarını bulmak için değil aslında gençlik pınarını mı aramak için keşifleri çıkmışlardı.
Ponce de Leon, en ünlü İspanyol istilacılardan biridir Kral Ferdinand’a sorguladığı, işkence ettiği yerler hakkında raporlar göndermiştir. Bu raporlarda ve pek çok raporda gençlik pınarlarından bahsetmiştir. Avrupalı fatihler bunu da keşifleri çıkmıştır.
1553 yılında Ponce de Leon, altın ve değerli madenler değerli metaller aramak için yani bu bahanelerle şu anki Florida adalarına çıkıp burada hem yerlileri katledip hem de gençlik pınarlarını aramıştır. Fakat bu arama görevi başarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü ebedi gençlik Pınarı orada değildi. Acaba ebedi gençlik Pınarı ve hayat ağacı neredeydi?
Gençlik Pınarı
Canlanan Balıklar: Kur’an’da, Kehf Suresi’nde 60 ve 63. Ayetler arasında Musa ile yoldaşı arasındaki bir olaydan bahseder. İki yoldaş denizin birleştiği bir yerde yiyecek için ayırdıkları balıklarını unuturlar. Acıktıklarında balığı yemek isterler fakat balığı bulamazlar. Musa, balığın en son mola verdikleri yerde yani iki denizin birleştiği yerde canlanıp suda yol aldığına hatırlar ve bunu yoldaşına söyler. Daha sonra Musa ile yoldaşı o noktayı bulmak için geri dönerler. Yoldaşım Musa’ya arayıp durduğumuz işte oydu der. Kur’an’daki bu anlattı bize balıkçı Glaukos un hikayesini hatırlatır.
Tanrı Enki’nin elinde bulunan kader tableti insanın DNA yapısından tutun da ölümsüzlükten evrenin bütün sırlarına kadar her şeyi içerir. Tanrılar bu kader tabletlerine ulaşabilmek için de türlü türlü entrikalar çevirmişlerdir.
Büyük İskender ile Musa’nın yerli değiştirenler yani karıştıranlar da vardır. İskender de bir yol arkadaşı ile gezer ve yaşam pınarını arar. İskender, Mısır’ı fethedince Musa ya benzer ölümsüzlük öyküleri başlar. Acaba İskender’i taklid mii ediyordu sorusu akla geliyor.
İskender kılavuzuna büyülü Bir taş verir. Bu büyülü taş karanlığı aydınlatan bir fener gibidir. İskender yardımcısı Matun’u ışık saçan taş ile keşfe yollar. Matun, yaşam Pınarı bulur hatta yanındaki balık bile canlanır. Matun, bundan İskender’e bahsetmez. daha sonra İskender yardımcısının gittiği yolu takip ederek ışık saçan taşı bulur ve yaşam suyunun burada olduğunu anlar. fakat insan suretinde bir kuş hiddetle içeriye girer ve İskender’e girdiği mağaradan dışarıya çıkmasını söyler ve İskender korkudan geldiği gibi geri gider.
Ölümsüzlük Mümkün mü?
Enki’nin oğlu Adapta bir yarı tanrıdır ve ölümlüdür. Ölümsüzlük ve tanrılık mertebesine ulaşmak için gökyüzüne çıkar. Fakat babası dahi olsa tanrılar bir ölümlünün tanrılık mertebesine çıkmasını istemezler. Adapta, babasının tembihini dinleyerek tanrı Anu’nun ikramı olan hayat suyu ve hayat ağacının meyvesini rededer. Böylece ölümszlüğü kaçırır.
Hanok da göğe yükselerek ölümsüzlüğe ulaşır. Yine tufanın kahramanı Ziusudra (Hz. Nuh) da ölümsüzlüğe ulaşan ölümlüler arasındadır. Gılgamış ise arkadaşı yoldaşı (bazı yazarlara göre erkek arkadaşı) Enkidu ile ölümsüzlüğü aramak için yasak diyarlara yani tanrıların uzay istasyonuna doğru yola çıkar. Gılgamış ölümsüzlüğe ulaşamaz. İskender de ölümsüzlük için çok çabalar ve ölümsüzlüğü arar ama kıl payı ölümsüzlüğü kaçırır.
Günümüzde de ölümsüzlük arayışı yanı hayat suyu ve hayat ağacının meyveleri, kader tableti Kolomb döneminde olduğu gibi aranmaktadır. Orta Doğu’da, Hindistan’da, Irak’ta son olarak da Suriye’de arandığına inanmamak için hiç bir neden yoktur.
Diğer yazılar ve videolar için TIKLAYIN
Yorumlar