Oz Büyücüsü L. Frank Baum Kitap Özeti Konusu İncelemesi

Oz Büyücüsü L. Frank Baum Kitap Özeti İncelemesi. Çocuk edebiyatı genellikle sihirli güçler ile doludur. Ne güzel değil mi? Hiç bir tartışılmaz doğru ve şartlanma ile doldurulmamış çocuk zihni her şeyi hayal edebilir. Biz yetişkinlerin dünyasında yüzlerce dogma var. Hayallerimiz bazen gerçekliğin önünde engel de oluyor. Çocuk kitapları sadece çocuklar için yazılmşı da değildir. Örneğin Gulliver’in Gezileri aslında dönemin siyasetini ve dünya düzenini eleştiren bir yapıttır. Jonathan Swift müthiş eletirilerde bulunur. Roman 20. yüzyılın ilk çeyreğinde resimlendirilip çocuk edebiyatına katılır.

Büyücü, cadı, sihirli güçler arasında şarlatan Oz büyük bir üçkağıtçıdır. Kısacası çocuk edebiyatını (özellikle çocuk edebiyatı klasiklerini) yetişkinlerin özellikle okuması gerekiyor. Aşağıda biraz daha yazacağım. Şimdi kitap özeti, konusu, incelemesi var. Kitabın film uyarlaması da var. Aşağıda film için bir fragman var. Fimini de izleyebilirsiniz. 2013 yılı yapımı “Oz the Great and Powerful” fimini tabii ki kitaptan öce izlemeyi tavsiye etmiyorum. Film uyarlamaları asla romanın/kitabın verdiği keyfi vermeyecektir.

Oz Büyücüsü L. Frank Baum Kitap Özeti Konusu İncelemesi

Oz Büyücüsü özetine ve konusuna geçelim. Büyük bir kasırga sonrasında ailesi ile mutlu bir şekilde yaşayan hortumun evini Oz ülkesine  taşımasıyla büyük bir maceraya atılır. Evi, doğunun kötü cadısının üzerine düşüp onu öldürr. Kötü cadının ayakkabısı Dorothy’ye kalır. Herkes onu alkışlar. Ama köpeği ile burada mahsur kalan Dorothy ve köpeği Toto evine gitmek ister. iyi cadı bunu yapamayacağını onu…. ancak büyük büyücü Oz’un Kansas’a yollayabileceğini söyler. Ama Oz kimsey huzuruna kabul etmeyen biridir. Kimsenin isteğini de yerine getirmek, sarayındab bile çıkmayan korkutucu biridir.

Dorothy köpeği Toto ile birlikte Oz’un topraklarına giderken beyin isteyen bir korkuluk ile tanışır. Daha sonra kalp isteyen bir tene adam ve cesaret isteyen bir aslan ile karşılaşır. Hayvanların da iyilikleri ile Oz yönetimindeki topraklara varırlar. Oz onlara istediklerini verecektir. Ama şartı batının kötü cadısını öldürmeleridir. Cadıyı etkisiz hale getirip tekrar Oz’un yanına geldiklerinde aslında Oz’un bir sahtekar olduğunu öğrenirler. Onun hiç sihir gücü yoktur. Her şeyi yalandır. İnsnalar da onun yalanlarına ondankorkarak inanırlar. Korkuluğa yalandan beyin, teneke adama yalandan kalp, aslana yalandan cesaret verir. Sonra da bir balonla Dorothy ve Toto’yu Kansas’a göndereceğini söylese de balonla sadece kendisi havalanır. Daha sonra Güneyin iyi cadısından y ardım için tekrar yola çıkarlar.

Yorum ve İnceleme

Oz Büyücüsü yorumu ve incelemesine geçelim. Siz de yorumunuzu yazmayı unutmayın, ne düşündüğünüzü merak ediyoruz.

Yukarıdaki özet çık kısa oldu ve bu fantastik öykünün sonunu ve ayrıntılarını yazmadım. Oz Büyücüsü 1900 yılında yayımlanıyor. Oz yalancı ve üç kağıtçı olduğu halde Dorothy ve arkadaşları ona inanmaya devam ederler. Aslında Oz’un onlara ilk mesajı da ilginçtir. Onlara aslında kalplerinin, beynlerinin, cesaretlerinin olduğunu anlatmaya çalışır. Yoksa bu maceraya nasıl çıkıp düşmanları yeneceklerdi dğeil mi? Oz herkesi korkutup sarayında mutluluk içinde yaşarken halka da verdiği yeşil gözlüklerle adeta günümüzün deyimiyle “pembe gözlük” taktırmıştır.

Günümüzde dünya insanı halka “pembe gözlük” taktırıp her şeyi “toz pembe” gösteren ve yükseklerden inmeyen kifayetsiz yöneticileirn elinde değil midir? İnsnalar ise kendi potansiyellerine varmak için bir mucize beklerler. İnsanlar bazen üfürükçülerin elinden şifa bulmayı, beceriksiz siyaasetçilerin elinden refaha kavuşmayı isterler. Aslında Oz’u yaratan o ülkenin halkıdır. Biz de gerçek yaşamda kendi Oz’larımızı kendimiz yaratıyoruz.

Batının cadısının tacının sihrine köle olmuş kanatlı maymunlar da bir fantastik anlatımdan ötedir. Bizi de kendine köle yapan hatta bizi elinde oynatanlar adeta sihirl yaparlar. Sade, sıradan bir modern dünya insanının onlarca “efendisi” vardır, insan onların emrine hazırdır. Yeterli malikleri emretsin. Hepimiz yaşamda kıırlgan porselen insnalar gibiyiz. Öykünün sonunda tene adam aslında hiç kalbi olmadan, korkuluk hiç gerçek beyni olmadan, aslan cesaret iksirini içmeden isteklerine kavuşurlar. Her biri yönetici olur. Oz onları kandırmştır ama bu üçlü de kendi kendilerini kandırmıştır. Beynin olmadığına, kalbinin olmadığına, cesaretinin olmadığına inanan bu fantastik varlıkların bizim dünyamızda da karşılıkla mutlaka var.

• Baskı: 144 sayfa
• Okuma süresi: 4 saat
• Yayıncı: İşbankası Kültür Yayınları